Universal Patient Rights Association Logo

ÜYELİK

ŞİKAYETİM VAR

BİZE ULAŞIN

[vc_row][vc_column][vc_column_text]

ÜLKEMİZDE HASTA HAKLARI HALA KORUNAMIYOR

2002 yılından bu yana hasta haklarının ülkemizde yasallaşması için mücadele veren Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), 26 Ekim Dünya Hasta Hakları Günü vesilesiyle sağlık sisteminde kangrenleşen sorunlara dikkat çekerek hasta haklarının yasallaşmasının önemine tekrar vurgu yaptı.

Hasta hakları korunmadıkça kimse kendini güvende hissedemez!

Ülkedeki sağlık sistemindeki organizasyon bozuklukları ile altyapı ve eleman  yetersizlikleri, hasta haklarının yıllardır yasallaşamamasıyla birleştiğinde toplumda sağlık hizmetlerine karşı genel bir korku ve güvensizlik hissi oluşturmaktadır.  Bunun giderilmesi için  karar vericiler, ülkemizde yaşayanların  sağlık hakkının korunması gerekliliğinin diğer tüm konulardan öncelikli olduğunu anlamalı ve harekete geçmelidirler.

Tedaviye erişim hakkı ve koruyucu önlemlerin alınması hakkı en temel hasta haklarındandır. Uzun zamandır sağlık sistemimizde yaşanan altyapı, ilaç ve donanım eksiklikleri, artan talebe karşılık vermesi imkansız olan personel sayısı ve sağlığa ayrılan bütçenin yeterli olmayışı gibi sorunların bu temel hakların sürekli ihlal edilişine yol açışını  ve sağlık sisteminin son yıllarda tam bir çöküş noktasına gelmesini endişe içerisinde takip etmekteyiz.

Öyle ki, özel yada kamu sağlık kurumlarından hizmet alan hastalar ve hasta yakınları sağlık sistemindeki eksiklikler yüzünden kendini güvende hissetmemektedir. Ücretsiz, eşit ve çağdaş bir sağlık sisteminin olmadığı ve kişilerin kendini güvende hissetmediği  toplumlarda ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınmadan söz edilmesi mümkün değildir.

Toplum bireylerinin öncelikli olarak yaşadıkları çevrenin, tükettikleri gıdaların ve soludukları havanın güvenliği ile ilgili olarak şüphe ve endişe içinde oldukları bir ortamda, yani koruyucu önlemlerin alınmadığı, yeterince önemsenmediği durumlarda sağlık harcamaları daha da artmakta ve hizmetler talebe karşılık verememekte ve böylece de geriye kalan tüm hasta haklarının ihlal edilmesine yol açmaktadır.

Sağlık diğer tüm devlet politikaları belirlenirken birinci unsur olmalıdır!

Ne üzücüdür ki ülkemizde, sağlıkla ilgili detaylı bir haritalandırma, araştırma ve istatistiki bilgi bulunmamaktadır. Hastaların sağlık geçmişi de düzenli bir veri tabanı ile arşivlenememektedir. Bütün bu eksiklikler diğer tüm konularda devlet politikaları belirlenirken sağlığın dışarıda bırakılmasına ve sanki ayrı bir konuymuş gibi değerlendirilmesine yol açmaktadır.

Halbuki sağlık diğer tüm devlet politikaları belirlenirken birinci unsur olmalıdır. Ekonomi politikalarından, gıda güvenliğine,  çevre düzenlemesi ve inşaat izinlerinden, ticari konulara kadar tüm konularda sağlık faktörü göz önünde bulundurulmalı ve atılacak her adımdai, yapılacak her yasa ve düzenlemede birincil sırada dikkate alınmalıdır.

Sağlığın belirleyici olduğu karar alma süreçlerinde doğal olarak sağlığa ayrılan bütçenin de ne kadar artırılması gerektiği daha iyi anlaşılacaktır.

 

Hasta hakları yasası şart!

Evrensel İnsan Haklarının bir parçası olan Hasta Haklarının ülkemizde tanınması, uygulanması ve yasal mevzuat kapsamında korunması amacıyla çalışmalar  yürüten Derneğimizin öncelikli görevlerinden birisi,  hastaların haklarının korunması ve mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için hastanın sesi olmak ve ilgili merciler arasında köprü kurmaktır. Ne var ki, kaliteli ve eşit sağlık hizmetinin geliştirilmesi için mücadele ederken, en temel hakların bile ihlal edildiği bugünlerde, kaybedecek bir dakikamız bile kalmamıştır. Hasta hakları yasası ile birlikte, sağlık sisteminin iyileştirilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemelerin de bir an önce tamamlanması gerekmektedir.

Hasta haklarının yasallaşması, gerek toplum genelinde, gerekse de karar vericiler nezdinde hasta haklarının korunması ve hak ihlallerinin önlenmesi için bir kültür oluşmasını sağlayacaktır.

Hasta hakları yasası sadece bireysel mağduriyetlerin tazmin edilmesi demek değildir.  Bilinmelidir ki hasta haklarının korunduğu durumda  sağlık hizmeti sunanların özlük hakları zarar görmez  Tam tersine hasta haklarının yasallaşması ve uygulanması sonucunda, devletin anayasanın yüklediği birincil sorumluluğunu, yani toplumun  sağlıklı yaşam hakkını sağlama görevini yerine getirmesi, sağlıkta toplam kaliteyi yükseltecek, hastaların eşit ve çağdaş şartlarda tedavi olması , sağlık çalışanlarının ise ideal şartlarda hizmet sunabilme hakkının sağlanması anlamına gelecektir.

EHHD olarak bizler, 26 Ekim Dünya Hasta Hakları Günü vesilesiyle, en başta yasa yapıcılar ile karar alıcıları ve paydaşlarımızı bir kez daha hasta haklarının yasallaşması için verdiğimiz mücadeleye destek olmaya çağırır, atılan veya atılmayan her adımın takipçisi olacağımızı belirtiriz.

Kıbrıs’ın kuzeyinde hasta ve hasta yakınlarının haklarının korunması için 2002 yılında kurulan Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), Aralık  2018 itibarı ile hak izlemesini merkeze alan “Hastanın Sesi II” projesini yürütmeye başladı. AB tarafından finanse edilen  ve EHHD tarafından yürütülen “Hastanın Sesi II” projesi, hasta ve hasta yakınlarının yüksek menfaatinin korunması ve haklarının tesis edilmesi için çalışmalar yürütmektedir.

[/vc_column_text][vc_single_image image=”5226″ img_size=”full” alignment=”center” onclick=”link_image”][/vc_column][/vc_row]