Universal Patient Rights Association Logo

ÜYELİK

ŞİKAYETİM VAR

BİZE ULAŞIN

[vc_row][vc_column][vc_row_inner][vc_column_inner][vc_column_text]

Covid 19 pandemisi, tüm dünyayı etkisi altında tutmaya devam etmekte ve hastalığın etkin bir tedavisinin olmaması ise hastalığa yakalanma korkusu ve tedirginliğinı artırmaktadır. Hastalığın tedavisi ile ilgili olarak, etkin ve verimli bir tedavinin bulunmasına kadar şu ana değin elde olan çarelerin kullanılması büyük önem arz etmektedir. Bu çarelerden biri de hastalığı  geçiren ve iyileşen hastalardan antikor alınmasıdır. 

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) COVID-19 salgınına karşı immün plazma tedavisinin en çok tavsiye edilen potansiyel tedavilerden biri olduğunu vurgulamıştır. Antikor tedavisi, COVID-19 geçirip de iyileşenlerin kanlarından alınarak virüsü adeta felç edip etkisiz hale getiren, antikor isimli bağışıklık proteinleri kullanılarak yapılmaktadır. Bu proteinler, kanda ne süre kaldıkları, ne süreyle koruyucu kalkan etkisi sağladıkları net olmasa da birer ‘virüs kilidi’ görevi yapmaktadırlar. Bu noktada, plazma bağışı mevcut tedavilere yanıt gösteremeyen Covid 19 pozitif hastaların tedavisi için hayat kurtarıcıdır.  

Kan bağışı ancak gönüllü olarak ve bağışcının rızasıyla yapılabilecek bir eylemdir.  

Ülkemizde özellikle yerel bulaşın başlamasıyla, ihtiyaç duyan hastalarda kullanmak üzere immün plazmanın temini ve kullanımı konusunda Sağlık Bakanlığı çalışmalar başlatmış ve bağışcı olmaları konusunda halka çağrı yapmıştır. Sağlık Bakanlığı’ndan aldığımız bilgi kapsamında, Covid 19 virüsünü almış ve iyileşmiş kişilerden immun plazma bağışı istenmektedir. Bağışcı olabilmek için Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimliğe başvuru yapıldıktan sonra, bağış yapmak isteyenler mesai saatlerinde olmak üzere Kan Bankası’na yönlendirilecektir. 

Bağış yapması için halka çağrı yapan Sağlık Bakanlığı’nın  bağışın önemini tüm endişeleri ortadan kaldıracak şekilde halka anlatılması gerekmektedir. Aynı zamanda kan  bağışı yapılmasının insan sağlığını olumsuz yönde etkilemediği özellikle belirtilmelidir. 

Öte yandan Kişisel Veriler Yasası’na göre,  bağışın yapılmasından sonra antikorların ne kadar süreyle saklanacağı, hangi amaçlarla kullanılacağı ile ilgili olarak da bağışçının detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir.  Zira, insan kan, organ ve dokusu kişilik hakkının bir parçasını oluşturduğundan, bağışçının bağışdan sonra söz konusu örneklerin akıbeti hakkında bilgi sahibi olma hakkı  vardır. Bu bilgilendirme yapılmadan kişiden bağış alınması yasal değildir. Ayrıca bilgilendirmenin, tüm bu hususları kapsayan yazılı bir form üzerinde yapılması ve hastanın sosyal ve psikolojik durumuna göre konunun anlayabileceği şekilde kendisine anlatılmasından sonra rızasının alınması da yasal bir zorunluluktur.  Son olarak, bağışçının kendi rızası olmadan kimlik bilgileri açıklanmamalıdır. 

Plazma bağışı sıcağı, sıcağına yapılmalıdır

Görüşlerine başvurduğumuz Pediatrik Hematoloji Uzmanı Dr Gülsen Bozkurt, yapılacak testlerde kanda bulunan her antikorun Covid 19 olduğu anlamına gelmediği,  bilim dünyasının henüz insan bedeninde antikorların kalma süresini tam olarak bilemediği ve bu nedenle plazma bağışının sıcağı, sıcağına yapılması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, Dr. Bozkurt bağışcılardan alınan plazmanın kendi akrabalarında kullanımının da tıbben uygun olmadığı görüşünü verdi. 

Bu bilgiler ışığında görülmektedir ki, Covid 19 hastalığını geçirmiş ve iyileşmiş bireyde eğer “sevdiklerimin ihtiyacı olduğu zaman plazma bağışı yapayım” düşüncesi varsa, bu doğru bir yaklaşım değildir

Hastanın “rıza hakkı ve mahremiyet hakkı”nın ihlal edilmesi, Kişisel Verilerin Korunması Yasası’nda suç olarak öngörülmüştür.

Görüşlerine başvurmuş olduğumuz Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Yard. Doç Dr. Şölen Külahçı konuya ilişkin olarak “Kişisel Verilerin Korunması Yasası’na göre söz konusu veriler hassas kişisel veri olarak kabul edildiğinden rıza haricinde açıklanması suç oluşturmaktadır ve açıklayanlar hakkında yasal işlem başlatılır. Ayrıca, hastaya ilişkin bilgilerin aktarılması, hastanın mahremiyet hakkının da ihlali olarak kabul edilmektedir. Hastanın mahremiyet hakkının bu şekilde ihlal edilmesi, Kişisel Verilerin Korunması Yasası’nda suç olarak öngörülmüştür” demektedir.

Külahçı, “Söz konusu  verilerin bu verilere erişebilen bir kişi tarafından ifşa edilmesi halinde, bu  kişiler m. 36/2’ye göre 10.000 TL para cezasına çarptırılabilirler. Öte yandan bu verinin yetkili olmayan biri tarafından ifşa edilmesi halinde ise daha ağır bir yaptırım uygulanmaktadır. Yasa’ya göre, “yetkili olmadığı halde, kişisel veri içeren bir dosyaya müdahale eden veya buradaki veriye sahip olan veya veriyi silen, değiştiren, bozan, tahrip eden, işleyen, ileten ve nakleden veya verinin yetkisiz ellere geçmesine sebep olan veya bu tür kimselerin veriye sahip olmalarına izin veren veya bu veriyi bir şekilde kullanan bir kişi suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde 15,000 YTL (On Beş Bin Yeni Türk Lirası)’na kadar para cezasına veya beş yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir (m.36/1).” şeklinde izah etmektedir.

İmmun Plazma Bağışı Hayat Kurtarabilir! 

Covid 19 hastalığını geçiren kişilerin immun plazma tedavisine ihtiyaç duyanlara şifa olmak üzere kan bağışında bulunmaları çok önemlidir. İmmün plazma bağışı bugün koronavirüse karşı bilinen en etkili ilaçlardandır. Covid 19 geçirmiş bir kişinin, hastalığı geçirdiği tarihi ve en son yapmış olduğu negatif çıkan PCR testinin tarihini kan bağışı yaparken bildirmek zorundadır.  . Kan bağışı yaptırmadan önce herhangi bir ilaç kullanmamış ve tok olmak gerekmektedir. Bağışta bulunan bir kişi 3 ay sonra tekrardan bağışta bulunabilir. İyileşen insan sayısı arttıkça, özellikle 18-65 yaş arasında olan ve kan bağışı yapma özelliğine sahip bireyleri hayat kurtarmaya davet ederiz[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][/vc_column][/vc_row]